Muaz Fethullah Büyükkahraman

comment 1
Uncategorized

Efendim kendileri antoloji.com şairlerinden bir zattır(zat dediğime bakmayın az buçuk tanırım kendisini).Çok canayakın,doğru sözlü,biraz da sosyolojik bir kişiliktir.
Resim çekmeyi sever,tartışmayı sever ve her daim söyleyecek bir sözü vardır.
Resim Galerisi

Buyrunuz bazı şiirleri…

Deli Saka

Ben küçük bir sakayım.
Davras’ın eteğinde kırmışım kabuğumu.
Anam şaşırmış babam o an anlamış.
Ben ne Deli bir Sakayım.
Olmasa da kartal gibi kanadım,
olmasa da bülbül gibi yanık bir bağrım.
Ben bir Deli Sakayım.

Çok geçmedi az zamanda Toros’u atladım.
Kanadımı açmadan bağrıma bakmadan.
Geçtim onca engeli, geçtim onca güzelliği.
Derken namım dolaşır olmuş bizim alemde
ve sayılır olmuşum kartallar indinde.
Ne bülbül gibi narin nede onlar gibi zalimdim.
Geçen zaman,
benden önce yürüyen namım olmuş,
anlayamadım.

Bir Deli Sakaydım,
namım yürür sesim tok çıkardı.
Her zaman yalnız uçan bendim,
herkes kartal sanırdı.
Yemin derdim kendime,
yaban kuşlara takılmazdım,
mevsim sonu biten kuş sevdalarına
kanmazdım.

Yemin bileli çok geçmedi,
bir Hercai’ye kandım,
o kadar olmamıştı aslında,
adeta ben kandırıldım.
Çok uzaklara kanat açtım,
hep kaçtığımı sandım.
Meğer onun yüreğimde kaldığını,
benimde hep kaçtığımı sandığımı,
yine çok geçmedi anladım.
Çaresizdim uzun yıllar yandım,
söğüt dallarından kafese atıldım.

Beni bir kafese kapatan hercaiyi,
göremesem de çok andım,
sürekli o hatıraları yaşadım.
Duyanlar kafesinde mutlu dediler
ben ise hep ağladım,
hicranımdan haykırdım.
Dedim ya her şeye rağmen
ben bir Deli Sakaydım.

Çok dinleyenim oldu,
dinleyip geçtiler,
Deli namıma bir de Aşık dediler.
Beni garip bir mecnun bildiler.
Aşkım Hercai’nin gözleriydi,
Hercai ise vefasızın tekiydi.
Bir bakar bir gülerdi,
bir gider bir gelirdi.
Dedim ya o Hercai’nin biriydi.

Güldüğü zaman olurdu.
Söğüt kafesi kırar kaçardım,
özgürce, coşkunca, dağları aşar uçardım.
O gözleri görmek için çok canımı yakardım.
Ben artık sonsuz güzellikteki Gül’ü,
vefasız Hercai’nin gözlerinde arardım,
hep kanar ve hep aldanırdım.
Canımın yanmasını ne yapacaktım.

Beni yaşlandıran, Toros’un eteklerinde
ömrüm boyunca mevsimlerden Hazan’ı yaşadım.
Bari ölmek için doğduğum yere,
Davras’ın eteklerine kavuşmak için yola vardım.
Ayaklarıma asılı olan sadece yaşadıklarım,
yani açılarım.

Vardım Davras’ın eteğine.
Ayağımdaki yüklere rağmen
bir ateş yandı önümde.

Gördüğüm:

Hercai’ydi Deli Saka’nın doğduğu yerde.
Mutluluk fazla sürmedi; Hercai vefasızın biriydi.

Hercai durmadı bir dalda.
Fakat Deli Saka’ya inat yazılan Keklik türküsü
uzun yıllar yankılandı Davras’da
ve memleketin tüm dağlarında.

'Keklik gibi kanadımı süzmedim
Murat alıp doya doya gezmedim
Bu kara yazıyı kendim yazmadım
Alnıma yazılmış bu kara yazı
Kader böyle imiş ağlarım bazı…
Gönül ey, Sebebim ey…

Geceleri uyku girmez gözüme
Zalim yastık diken oldu yüzüme
Uyma dedim uydun eller sözüne
Alnıma yazılmış bu kara yazı
Kader böyle imiş ağlarım bazı….
Gönül ey, Sebebim ey… '

Muaz Fethullah
24. Aralık. 2003/Isparta

Hal-i Ahvalimiz Tey Beter olmuş

Tek dal bir cigara, kendi kutusunun dibinde saklanan,
Ve baki olan bir yalnızlık, beni hiç yalnız bırakmayan,
Gündüzleri kutlu oruç'a, karanlıktaysa tütüne sığınılan,
Hayat ki yaşadığım, kendinden başka dert aratmayan…

Yazarın diğer şiirleri için aşağıdaki linki ziyaret ediniz.
http://www.antoloji.com/siir/sair/sair.asp?sair=18355

1 Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *